İçeriğe geç

Havza nüfusu ne kadar ?

Havza Nüfusu: Kaç Kişi Var, Kaç Kişi Sayılır?

Düşünün ki bir kafede oturuyorsunuz, masada iki arkadaşınız var: biri erkek, biri kadın. Konu dönüp dolaşıp Havza’nın nüfusuna geliyor. Erkek arkadaş hemen cep telefonunu çıkarıyor, Google’a giriyor: “Havza nüfusu kaç?” Kadın arkadaş ise derin bir nefes alıp diyor ki: “Ama bak, mesele sadece nüfus sayısı değil… Oradaki insanların hayatı, komşuluk ilişkileri, çay ocaklarında dönen muhabbetler de çok önemli.” İşte tam da bu yüzden, nüfus denen şey bir rakamdan çok daha fazlası.

Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı

Erkekler bu tip konularda inanılmaz net olabiliyorlar. Onlara göre Havza’nın nüfusu bir sayıdan ibaret: 40 bin mi, 50 bin mi, yaz ve kış farklı mı, o netleşsin yeter. Hatta işi stratejik plana dökerler:

“Bak kardeşim, eğer 40 bin kişi varsa, kişi başına düşen pide sayısı şu olur.”

“Nüfus şu kadar artıyorsa, 10 seneye kaç apartman dikilir, ona bakalım.”

Bir bakmışsınız Havza’nın nüfusundan yola çıkıp bölge kalkınma planı çıkarmışlar. Yani erkek için mesele şu: rakamı al, tabloya koy, Excel’de grafiğini çiz, iş tamam.

Kadınların Empatik Yaklaşımı

Kadınlara göre ise mesele sadece “kaç kişi” değil. Kadın şöyle bakar: “Havza’da yaşayan 40 bin kişi var diyelim, peki bu insanların kaç tanesi sabah çayını komşusuyla içiyor? Kaç tanesi pazara gidip domates seçerken sohbet ediyor? Nüfus sayısı insan hikâyelerinin sadece başlangıç noktası.”

Yani erkeklerin hesap makinesi açtığı yerde, kadın kalbini açar. Onlar için Havza’nın nüfusu bir istatistik değil, kocaman bir sosyal ağdır. “40 bin insan demek, 40 bin ihtimal, 40 bin kahkaha, 40 bin ‘komşu müsaitsen kahveye gel’ daveti” demektir.

Havza’da Nüfus Meselesi: Strateji ve Empati Çatışıyor

Erkek: “Nüfus 40 bin. Bitti.”

Kadın: “Hayır, bitmedi. O 40 binin 20 bini çocuksa, Havza’da bakkalın sakız stoğu ciddi önem taşır!”

Erkek: “Ama bu stratejik planlamayı bozuyor.”

Kadın: “Strateji mi? Bizim için önemli olan o çocukların mutluluğu.”

Ve böylece Havza’nın nüfusu üzerine bitmeyen bir tartışma başlar. Erkek Google istatistiklerine, kadın ise Havza’nın sokaklarına kulak verir.

Nüfusun Günlük Hayata Yansıması

Düşünün, Havza’nın nüfusu 40 bin olsun. Erkek buna bakıp şöyle der:

“Demek ki 10 bin ev var, 5 bin araba var, 2 tane trafik ışığı yetmez, dördüncüsünü koymamız lazım.”

Kadın ise aynı rakama bakıp şöyle yorumlar:

“40 bin insan demek, 40 bin doğum günü kutlaması, 40 bin bayram sabahı öpücüğü, 40 bin komşuluk hikâyesi…”

Yani nüfus aynı nüfus ama bakış açısı tamamen farklı. Erkek için planlama, kadın için paylaşma ön planda.

Havza Nüfusunu Bir de Mizahla Okuyalım

Diyelim ki Havza’nın nüfusu açıklandı. Erkek hemen hesap yapar:

“Demek ki 40 bin kişi var, her biri günde bir bardak çay içse, yılda şu kadar ton çay yaprağı gider.”

Kadın ise hemen empatiyle yaklaşır:

“Yahu bir bardak çayı kim tek başına içer? Çayın yanında sohbet lazım, komşuluk lazım. O yüzden bu 40 bin kişi, aslında 80 bin bardak çay demek.”

Bakın işte, nüfus rakamı bile kahkahaya dönüşebiliyor.

Sonuç: Rakam mı, Hikâye mi?

Havza’nın nüfusu resmi olarak belli. Ama aslında mesele şu: erkekler o nüfusu bir planlama tablosuna, kadınlar ise bir hikâyeler bütününe dönüştürüyor. Bir taraf “kaç kişi var” diye bakıyor, diğer taraf “kimlerle, nasıl yaşıyor” diye soruyor.

Şimdi size soruyorum: Sizce Havza’nın nüfusu denince akla sadece rakam mı gelmeli, yoksa o rakamın ardındaki hikâyeler mi? Yorumlarda kendi yaklaşımınızı yazın: siz erkek gibi hesap kitap mı yapıyorsunuz, yoksa kadın gibi empatiyle mi yaklaşıyorsunuz?

Kim bilir, belki de Havza’nın gerçek nüfusu tam da bu iki yaklaşımın ortasında saklıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
https://elexbett.net/betexper.xyzsplash